alınan en güzel hediye

kucukken babamin aldigi tahtadan yapilmis cok guzel satranc takimi

arkadaşım bana kendi elleriyle bez bebek yaptı gecenlerde uzun zamandır bu kdr mutlu olmamistim. ha bide ananemin verdiği yılan kemiklerinden yapılmış bir bilekligim var o da pek bi manidardır:)

bir düşüneyim dedim yok hediye alan yok

bir kitap. hayatıma etki eden bir kitap hem de. yıllar önce hatay'a koç fest kapsamında üniversite şenliklerinde hayko cepkin ve şebnem ferah gelmişti. kuzenim hadi gel götüreyim seni diyip, güç bela aileden izin koparıp gitmiştim (o zamanlar çocuğuz tabii izin almak mühim). neyse gittik her şey çok güzel ilk başta hayko cepkin çıktı sahneye o zamanlar tanışma bittialbümünü yeni çıkarmış kuzenim ve arkadaşlarıyla bağıra bağıra eşlik ediyoruz biz de. daha sonra konseri bitti çiçek, teşekkür klişeleri bittikten sonra sahneye şebnem ferah çıktı. şarkıların tadı damağımızda kala kala zaman geçerken biz arkada '' i love you şebo '' nidalarıyla tezahürat yapıyorduk. tam o sırada kuzenimin bir arkadaşı beni bir anda omzuna alıp zıplayarak devam etti bu tezahürata. sağolsun şebnem ferah da sesimi duyup bize teşekkür etmişti :) o ilk tanışmamızdı ''ara'' abimle. ara dememizin sebebi de; counter-strike adlı oyunda sürekli nickini ''aragorn'' olarak yaptığı için zamanla herkes ara der oldu. neyse çok güzel anlaşmaya başladık bir yere kuzenimi çağırdıklarında ''patatese seslen o da gelsin veya alma imkanın varsa al gel çocuğu'' diye tembihlerdi kuzenimi. gayet samimiyet kurduk ki ; benim abim yok ve abim olmasını inanılmaz çok isteyen biriyimdir. her ne kadar kan bağım olmasa da her şekilde abilik yaptı bana. cebimde param olmadı, cebinde olan son 10 lirasını dahi çıkarıp verdi, hayatımda annemden babamdan adam gibi tokat yemedim ama saygısızlık yaptığım için kendisine ebeveynlerimden yemediğim tokatı kendisinden yedim. anlayacağınız o ki her ne kadar kan bağım olmasa da artık abimdi o. gel zaman git zaman. günlerden bir gün ilçe değiştirmek istediler. lise son sınıf öğrencisi hepsi gezmek maksatıyla araba kiralamışlar. kuzenimi aradılar ikimizi çağırdı ara abim. ancak bu sefer ne kuzenime izin çıktı ne de bana bu yüzden gidemedik (keşke ben de gidebilseydim). ardından ''tamam o zaman bi yarım saate geliyorum. patatese bir şey verecem'' dedi. gecikmedi de geldi hemen. elinde bir kitap , küçük iskender 'den karanlıkta herkes biraz zencidir . ''al'' dedi, ''bu kitapta bir sayfa katlı o şiiri mutlaka oku senin de yaşadıkların veya yaşayacakların içinde olabilir'' yaptı. katlı olan sayfada da bir nedeni yok yalnızca öptüm adlı şiir vardı. neyse ertesi sabahtan hemen yola çıkmışlar ara abimler. gençler sizin benim gibi. kanları kaynıyo ve hız yapmışlar. virajı dönerken araç takla atmış. 4 kişilik gruptan ara abim ağır yaralanmış ve hastaneye yetiştirilemeden vefat etmiş. bize anından haberi geldi. kolay mı daha kaç yaşındayım ki ? şu an dahi içimde ukte olan ''abi'' kavramını bana sonuna kadar öğretmişti. kan bağı , inançlarımız farklı olsa dahi abilik yapıp kardeşi yerine koymuştu beni. neyse daha fazla devam edemeyeceğim efendim. aldığım en güzel hediye ölmeden 1gün önce bana hediye edilen bu kitaptır. katlanmış olan o şiirdeki ''bir insan bir insanı sıkamaz, bir insan canı isterse sıkılır'' cümlesi de hayat felsefem olmuştur.

bir öpücük

bugün sanirim arkadaşlarım doğum gunum icin fotoğraflarımızin olduğu bir pano hazırlamislar bu yaşlarda güzel dostlular edinmenin meyveleri iyiki varlar ve hayatimda aldığım en güzel hediye

hamza

4 yıl peşinden koştuktan sonra en sevdiğim insanı kaybettiğim anda bana attığı mesaj. hayatımda aldığım en güzel hediyeydi.

benim için atlıkarınca almaktı o kadar çok hoşuma gidiyordu ki :) müzik çalarken atların eşlik etmesi bana huzur veriyor, bunu yazarken bile yüzümde gülümseme oluşuyor

football manager 2017 :)

3 yapraklı yonca şeklinde gümüş kolye

hamza.

ablalarım. babamla annem bana verebilecekleri en güzel hediyeleri ben doğmadan 16 ve 11 yıl önce hazırlamışlar.

zippo.

Bu resim:) Dün küçük hastamdan aldığım bu resim ve güzel iltifatları benim bütün gün sırıtık bir şekilde dolaşmamı sağladı. Ben ne 1.80 boyundayım ne de 19 yaşındayım ama o beni öyle görmüş. O kadar uzun mu görünüyorum dedim evet dedi. Ben de sen öyle diyorsan öyledir dedim konuyu kapattım.:)

en sevdiğim çizgi film karakterlerinden birinin çizimi. buraya atardım ama atmak istemiyorum. kimse görmesin bana özel kalsın heheheheh

1 saksı menekşe. keşke güzel bakıp 3 günde soldurmasaydım :(

yeğenim(4) kreşte bana mektup yazmış resimli ama daha yazmayı bilmiyor kendinde kağıttan zarf yapmş üzerini simlerle süslemiş adresini ver teyzoş sana mektup yollayacam demşti gelmeden bile çok mutlu olmuştum gelince daha çok en güzel en özel hediye.

en güzeli değil ama en naiflerinden biri hiç tanımadığım bir insanın bana kendi imzalı (bkz: leyla ile mecnun) kitabını hediye etmiş olması. hesapsız kitapsızca.yanında bir içimlik çayı ile birlikte. şimdi “o gemi bir gün gelecek yazısını” her görüşümde umutlanıyorum. i̇yi insanlar.. ölmediler.

bu başlıkla daha öncede karşılaşmıştım lakin hayatımda pek fazla hediye alan ya da doğum günü kutlanan biri olmadığım için yazacak pek bir şey bulamamıştım ama galiba artık var. çok sevdiğim bir insandan çok sevip bayıldığım bir diziye ait olan ikonlaşmış bir nesneyi yani mavi fransız kornosu broşu almıştım aldığım en güzel hediyede galiba bu ayrıca şunlarada bir bakın bence ; (#1316457) yaa bu çok anlamlı (#1927848) buda çok üzücü :((

o lada rcok değerli hediye almışım ki (ne mutlu seçtiğim doğru insanlara diyorum) ama galiba en önemlisi hiç bir özel güne maal edilmeden sırf içinden geldiği için alınan hediyeler

muhalif... bir kere ben bu sevdiceğime "sesin mi daha güzel yoksa sen mi hala karar veremiyorum." demiştim, hiç beklemediğim bir şekilde bu sözüme alınmıştı. bana -her iki manada da- alınan en güzel hediye... - link

“hoşuna gidecek, dinlerken seni hatırlatan şarkıları burada topladım, umarım seversin” açıklamalı spotify çalma listesi

Değerli dostum mrylmz birkaç sene önce doğduğum takvim yaprağını bir zarfa koyup şöyle bir not yazmıştı: "Araştırdım, bu tarihte gerçekleşmiş tek güzel olay sensin. Tadını çıkar." En güzellerinden birisi buydu, çok nahif bir hediyeydi benim için.

Almadık ama birinin sana hayatını adayacak kadar sevmesi olabilir

Eski bir dostum bana çok güzel bir doğum günü hediyesi vermişti. O geldi aklıma. Pilot bir dostuna tişört aldırmış ABD'den. Çocukluğuma dair bir sürü abur cuburu içeren poşetin içine koyup bana verdi. Baya mutlu olmuştum.

(bkz: 3D puzzle)

Kar küresi... Hediye aldığım günden beri arada çocuk gibi başına oturup melodisini dinlerim. Hep içimi huzurla doldurmuştur :)

Bir telkari kolyem vardı üzerinde ailemi temsil eden hayat ağacı vardı o kadar seviyordum ki 1 gün bile çıkarmadım sonra bir gün arkadaşlarımla yüzmeye gittim ve başına bir şey gelmesin diye ilk kez o gün çıkarmıştım ve çalındı. O kadar üzülmüştüm ki abim dayanamayıp bana benzer bir hayat ağacı kolyesi almıştı. Kaybolmasından korktuğum için artık her gün değil sadece önemli günlerimde takıyorum. Bazen bazı şeyler kullanmaya korkacak kadar özeldir.

Henüz almamış olduğumdur

Aniden gelen hediyedir ne olduğunun hiç bir önemi yok zevkine uymasada aniden gelmesi yeterli bence

Ameliyat olmuştum 2018 yılında. Komşumuz geçmiş olsuna geldi ve bilirsiniz geçmiş olsuna eli boş gidilmez, kadın bana bi markadan kıyafet almış. Ulan bir sevindim insanın bidaha ameliyat olası geliyor o an..

Düşündümde 23 yıllık hayatımda hiç hediye almamışım oha be . Daha da acı olanı söylüyorum arkadaşıma doğum gününde baya pahalı tulum almıştım o sadece yazmıştı bana . Ne kadar salağım be

elma şekeri

Güzel bir bileklik almıştı bana canını yediğim. Ayrıldık herşeyi atabildim de bir onu birde aldığı bilekliği atamadım. Ankara Taurus Avm ye nezaman gitsem malum mağazanın önünden nezaman geçsem hatırlarım. Maneviyatın maddiyattan daha önemli olduğunu ozaman anlamıştım.

düşünüyorum. halen düşünüyorum ve hiç hediye almadığımı fark ettim. cidden buraya yazacak kıymık bile almadım.

Yeğenim 5 yaşında iken bir düğüne gitmiş, orada karanfil dağıtılıyormuş. Almış bana getirmiş kuzucummm. -Teyze bak sana ne getirdim, görünce aklıma sen geldin. Aldığım tüm hediyelere ayrı ayrı değer veririm ama bu bi başka.

Hayatında hiç hediye almamış olmanın hüznü

bir gün erkek bir kankam sevgilisine ukulele almıştı. o zaman çok içim gitmişti. "ne güzel hediye, keşke biri de beni böyle sevse." diye içimden geçirmiştim ve onlar için mutlu olmuştum. aradan yıllar geçti. erkek arkadaşımla tanıştık tabii o zaman flört aşamasındayız. yılbaşında hediye alacaktık birbirimize. dışarda kar yağıyor ben starbucksta erken gelmişim onu bekliyorum. kapıdan girdi elinde kocaman bir paketle. hâlâ dün gibi aklımda. paketten ukuleleyi çıkarırken gerçekten şok olmuştum. onca hediye varken ukulele... hem de bu olaydan haberi bile yoktu. aldığım en anlamlı ve özel hediye o olmuştu. aradan yıllar geçti bana daha neler neler hediye etti ama hiçbiri onun kadar güzel değildi.

Bir sürü arkadaşıma, görüşmüyor olsak bile, anonim hediyeler alıp gönderiyorum. Ağaç, aşı, çiçek, oyuncak, kitap, daktilo, taş plak, emek dolu bazı hediyeler... İnsanları mutlu etmek hoşuma gidiyor. Görmesem de, yüzlerinin güldüğünü hayal edip mutlu olurum. Lakin hepsinden ayrılan bir hediye var ki... Baya hoşuma gitmişti o. Heyecan yapmıştım vereceğim için. Gerçi tam aldım sayılmaz, baya emek harcamıştım. Şimdi bir tane koskocaman kutu aldım.(Liseli gibi de diyebilirsiniz.) Dışını, içini falan güzelce Kraft kağıdıyla kapladım. Çünkü hayalini kurduğum gibisini bulamamıştım. Sonra bu kutu içine bir miktar kuru meyve doldurdum. İşte atıyorum, kayısı, incir falan. Ama hepsi organik ve yerinden. Vakumlu falan. Sonra aynısından bir tane de bende olan bir masa süsü. Böyle dağ evi. Minik. Sonra uyku çayı gibi bir şey. Birlikte besleyeceğimiz sokak hayvanları için mamalar. Sonra ona aldığım iki üç kitap. Bir not defteri ve dolmakalem. Bir dizi anlamlı şey daha alıp attım. Ve son olarak, onun için hazırladığım çok güzel bir defter. Ama kitap gibi. Bandrolü vardı. Hehehehe. Bu arada, böyle yazınca baya komik duruyor da, hepsinin bir anlamı vardı aramızda. Kitabı falan gecenin bir yarısı evde kendim basmıştım. Her yerim mürekkep olmuştu. Hahahaha. Verebilsem hoşuna giderdi tabi. Yiyecekleri, etik kurul sekreterlerine verdim. Hayvanları kendim besledim. Minik evin tekini attım. Kitapları, dolmakalemi, diğer hediyeleri falan başkalarına dağıttım. Defteri de yırttım attım çöpe. Aramızdaki her şey bittikten üç ay sonraydı. Edit: Düşününce, hani başlığı okuyan yazarların aldığı hediyeler gibi bir anlam da çıkıyor. Sol zaten kendi içinde farklı fraktallara bölündüğü için şu an bu halde... Şaka şaka. Bazı güzel hediyeler aldım. Hepsinin yer ayrıdır. Dolabımda saklarım.

Bence o sıralar kişinin ihtiyacı neyse onun alınması çok mutlu edici ve aşırı rahatlatıcı bi hareket. Tam turnayı gözünden vurmak diye buna derim. Ama aldığım bir hediye var ki yeri ayrıdır. Kişisel olarak rakı içmeyi seven bir yazarım, doğum günümde iki rakı bardağı üzerinde adım soyadım ve mutluluğa/şerefe olarak yazılmış üstünde de Atamın imzası. Üffff inanılmaz bir hediyeydi severek kullanırım.

Arkadaşlar ben buna bayıldımm, aldığım en güzel hediye. Kulaklarındaki ışıklar yanıp sönüyor. Çok tatlıı 😻

güzel dostlar biriktirdim Galeride gezerken karşıma çıktı. Hatırlıyorum o günü öyle mutlu olmuştum ki.

kürklerimiz de yok kanatlarımız da uzun pençelerimizde yok. en güzel hediye insanlık için olandır.

Manevi değeri olan hediyeler almayı daha çok seviyorum ben her şey maddiyat değil

ben boynumda kolye taşımaya bayılırım. ve satürne de özel bi ilgim var küçüklüğümden beri. geçen senelerde satürn kolyeleri çıktığında sürekli beğeniyordum tivitırda. sonra en yakın arkadaşım hediye almıştı bana. Edit: :)

çok özlediğin birinin sürpriz yaparak seni görmeye gelmesi.

Bugün sevdiğim beyden bir poşet dolusu yaş fındık aldım. Birinci ayımızı bu şekilde kutladı. Çok seviyorum diye aramış dedesine fındık toplatmış, koşa koşa getirdi. Karadenizli olma gururuyla fındık çeşitlerini anlattı bana. Kırdı, temizledi yediğimden emin oldu sonra baktı beğendim daha çok kırdı. Gözleri parlıyordu ayrılırken, aldığım en güzel hediyeydi canım sevgilim.